top of page
Yazı: Blog2_Post

Ruhsal Kalıntı: Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)

  • Yazarın fotoğrafı: Psk. Sebile Ecemnaz Kokal
    Psk. Sebile Ecemnaz Kokal
  • 25 Oca 2022
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 10 Oca



Travmatik yaşantılar; maruz kalan kişiyi aşırı korkutan, çaresizlik içerisinde bırakan, dehşet hisleri barındıran, doğal felaketler, işkence, savaş, göç, taciz ve tecavüz gibi olayları içeren ve kişilerde anksiyete bozukluğunun bir türü olan "travma sonrası (posttravmatik) stres bozukluğu" adında psikolojik komplikasyona yol açan olaylardır. Bu olasılıkların içerisinde "insan eli ile oluşuturulmuş" olan (taciz, tecavüz, istismar gibi) alt dalların, kişilerin psikolojilerini daha olumsuz yönde etkilediği, dolayısıyla bu bozukluğuna sahip olma olasılıklarını arttırdığı görülmüştür. Nedeni ise, insan bedeninin, ortaya çıkabilecek doğal stresörlere karşı (deprem, sel, çığ gibi) doğuştan sahip olduğu "koruma kalkanları"dır.


Ruhsal olarak kişileri olumsuz yönde etkileyen ve travma niteliği taşıyan olaylara maruz kalan kişilerde, depresyon ile birlikte tanısı en çok koyulan rahatsızlık olan travma sonrası stres bozukluğunun en temel belirtisi, bu kişilerin yaşadıkları bu travmatik olayı tekrar tekrar bilinçdışı düzeyde yineleyici bir şekilde yaşamaya devam etmeleridir. Bu yinelemeler genellikle önemli bir uyaran tarafından tetiklenir ("tetikleyici" olarak adlandırılır) ve "flashback" (geriye dönüş) adı verilen yoğun tekrar yaşantılarla veya travmatik olayla ilgili kabuslarla kendini gösterebilir. Flashbacklerde, travmatik olay düşünceler, duygular ve görseller yoluyla yeniden deneyimlenir ve bu esnada kişinin gerçeklik algısı genellikle kaybolur. Travmatik olayla ilgili kabus görme, travma anını tetikletecek yer ve durumlardan, olayın gerçekleştiği gerçeğinden kaçma/kaçınma, seslere aşırı duyarlılaşma, alkol ve madde kullanımına yönelme, uyku problemleri, iştah problemleri, irkilme tepkileri, yabancılaşma hissi (kimsenin kendisini anlamadığını düşünmesi), hızlı öfkelenme hali, belirtilere örnektir. Kişi kendisini bu dünyadan soyutlayabilir ve bilinçdışlarında bu olaya "takılı kalabilir"; bu durum da olayın kişinin üzerindeki hali hazırda taşınması güç psikolojik etkisini fazlasıyla yoğunlaştırır. Görülme süresi ve şiddeti kişiden kişiye göre değişkenlik gösterir. Cinsiyetçi bir rahatsızlıktır ve kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür.


Belirtileri depresyon ile karıştırılsa da, travma sonrası stres bozukluğu sonucunda ortaya çıkan depresyona benzer aktivasyonlar, ancak kişinin fiziksel ve ruhsal bütünlüğünü tehdit eden bir olay sonrası kendisini gösterir. Olayın katastrofobik boyutu (etki şiddeti) bu bozukluğun da şiddetinin öngörülmesini sağlar. Depresyondan farklı olarak, travma sonrası stres bozukluğunda kişinin zihnini olay ile ilgili anlar ve düşünceler istila eder. Kişi kendisini olaya benzer koşullar altında olduğunu hissettiği an, tehdit altındaymış gibi hisseder ve yoğun stres tepkileri gösterir. Bu süreçte, depresyonun eşlik etmesi ve disosiyatif semptomların (örneğin, olayın gerçekliğini yitirme veya kendisini çevresinden kopuk hissetme) ortaya çıkması oldukça yaygındır. Bununla birlikte, bu duygusal yoğunluk ve içsel çatışma, intihar düşüncelerinin ortaya çıkma olasılığını artırabilir.


Tedavisi için grup terapilerinde uygulanan "debriefing" yöntemi, travmatik ve muhtemel ortak yaşantılara maruz kalmış kişilerin iki liderli grup toplantısında, duygu ve düşüncelerini paylaşma bilgilendirme ve paylaşım yolu ile fark etmeleri, düzene sokmaları, anlamlandırarak yeniden yapılandırmaları olarak tanımlanabilir. Ek olarak uygulanan EMDR ve Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) bu rahatsızlık için son derece etkili olan terapi yöntemleridir. Tedavisinde ilaç yönteminin de tercih edilebildiği bu rahatsızlıkta, bozulan uyku düzeninin düzene oturtulabilmesi açısından terapiye destek olarak medikal tedavi uygulanması da tavsiye edilen diğer bir yoldur.

bottom of page