top of page
Yazı: Blog2_Post
  • Yazarın fotoğrafıPsk. Sebile Ecemnaz Kokal

Beyin ve Davranış'ın Aşkı: Nöropsikoloji

Güncelleme tarihi: 5 Oca



“Nöropsikoloji” terimi, ilk olarak 20.yüzyılın başlarında Kanadalı Doktor William Osler tarafından bir tıp kitabında kullanılmıştır. Psikolojinin en genç alt alanlarından olan Nöropsikoloji; “Nöroloji”, “Psikiyatri” ve “Beyin cerrahisi” ile iç içe olan “interdisipliner (disiplinler arası)” bir uzmanlık alanıdır. Beyin yapısının ve sinir sisteminin; davranışsal, bilişsel, duygusal süreçler üzerindeki etkilerine odaklanır. Sinir sistemine etki eden patolojilerin, davranış üzerindeki etkilerini inceler. Patolojilerin temelini, “bilgi işleme bozukluğu” olarak tanımlar. Beyin hasarı olan insanlar üzerinde araştırmalar yapılan; manipülasyonun deneyci tarafından yapılmadığı, doğada bulunan hazır patolojiler üzerine çalışmalar yürütülen bir alandır. Dolayısıyla bu alan, “yarı deneysel” özelliğe sahip olan bir disiplin olarak karşımıza çıkar. Nöropsikoloji; “Klinik nöropsikoloji” ve “Deneysel nöropsikoloji” olmak üzere 2 alt alana ayrılır. Bu iki dal arasına zaman içerisinde “Kognitif (Bilişsel) nöropsikoloji” de dahil olmuştur.


Klinik nöropsikoloji; beyinde, sinir sisteminin bütününde çeşitli nedenlerle oluşan hasarın, bilişsel-duygusal süreçlere etkisini inceler ve rehabilitasyon planlar. Klinik nöropsikologlar; psikiyatristler tanı koymakta zorlandıklarında “tanı-ayırt edici tanı” konusunda onlara yardımcı olurlar. Klinik nöropsikoloji de kendi içerisinde; “Pediatrik Nöropsikoloji” ve “Yetişkin Nöropsikolojisi” olmak üzere iki ayrı gruba ayrılır. Pediatrik nöropsikoloji, çocukluk çağına özgü nörolojik sendromların davranışsal dışavurumu ile ilgilenirken; Yetişkin nöropsikolojisi, beyinsel patoloji nedeniyle yerleşmiş davranış paternlerindeki (algı, dikkat, bellek vb.) değişikliği değerlendirir.


Deneysel nöropsikoloji; sinir sisteminin fizyolojik yapı ve süreçlerini, bunların biliş ve davranış ile ilişkilerini deneysel metotlarla çalışır. Bu çalışmalar, laboratuvarlarda ve beyin görüntüleme yöntemleri eşliğinde yapılan nöropsikoloji çalışmalarıdır. Psikopatolojiyi bir “bilgi işleme bozukluğu” olarak ele alır ve bu temelde inceler. Kısaca karşılaştırma yapmamız gerekirse; “Klinik nöropsikoloji”, beyin patolojileri olan hastalara tanı koymak, tedavi ve rehabilite etmek ile ilgilenirken; “Deneysel nöropsikoloji”, bilişin normal modellerini keşfetmek ile ilgilenir ve sağlıklı bireylerin beyin fonksiyonlarına odaklanır.


Kognitif (Bilişsel) nöropsikoloji ise; beynin yapısı ve işlevlerinin spesifik psikolojik süreçlerle nasıl bağlantılı olduğunu anlamayı kendisine amaç edinmiştir. Normal bilişsel işlev modellerini çıkarsamak amacıyla, mevcut beyin hasarının veya nörolojik hastalığın bilişsel etkilerini incelemeye odaklanır. İnsanların davranışlarındaki değişim veya bozulmaları, beyinde meydana gelen hasarları dikkate alarak inceler. Kanıtlar, beyin bölgelerinde eksiklik gösteren hastaların beyin hasarlı bireysel vaka çalışmalarına dayanmaktadır. Bu alan, beynin farklı alanlarının uzmanlıklarını ortaya koyarken “Klinik nöropsikoloji” ve “Deneysel nöropsikoloji” literatürlerinden de faydalanır.


Nöropsikolojik test nedir? Nöropsikolojik testler nelerdir?

Nöropsikolojik testler; davranışsal, bilişsel ve duygusal özellikler konusundaki ölçümler yoluyla beyin yapılarının işlevselliği konusunda bilgi veren psikometrik araçlardır. İlk zamanlarda (np testlerden önce) beynin işlevlerini, beyninde hasar olan kişilerin nöroloji kliniklerine başvurmaları sayesinde anlıyorduk. Dolayısıyla, “lezyon-davranış” eşleştirmesi yapılarak sinir sisteminde meydana gelen patolojilerden davranış değişikleri yordanabiliyordu. 


Nöropsikolojik testlerin birçok işlevi vardır. Tanı-ayırt edici tanıya karar vermek (Depresyon mu? Demans mı?), hastalığın seyrini izlemek, rehabilitasyon planlamak, araştırma yürütmek, davranışsal profil oluşturmak, genetik olarak hangi hastalığa yatkın olduğunu öğrenmek, lezyon-davranış eşleşmesi oluşturabilmek için veri toplamak; buna örnek verilebilir. Peki ya nöropsikolojik testlerde hangi zihinsel işlevler değerlendirilir? Nöropsikolojik bir değerlendirme, kişinin; genel zeka, okuma/okuduğunu anlama, dil kullanımı ve başkalarının söylediklerini anlama, dikkat, konsantrasyon, işleme hızı, öğrenme, hafıza, akıl yürütme, görsel uzamsal beceriler, motor hızı ve el becerisi gibi birçok zihinsel işlevini ölçmek için kullanılır. Nöropsikolojik bir değerlendirme yapılırken dikkat edilmesi gereken birkaç özellik sayılabilir: Sessiz ortam, hastanın teşviki, hasta yakınının ilk görüşmede bulunması, niceliksel ile birlikte niteliksel değerlendirme (gözlem) de yapmak.


Wechsler Bellek Ölçeği (Wechsler Memory Scale, WMS): Dikkat ve konsantrasyonu, görsel ve sözel belleği anlık ve gecikmeli olarak ölçmek üzere tasarlanmıştır. Wechsler, “hızlı, basit ve pratik bellek muayenesi olarak” değerlendirdiği ilk Wechsler Bellek Ölçeği’ni 1945 yılında yayımlamıştır. WMS; “Kişisel, Yer ve Zaman Oryantasyonu, Zihinsel kontrol, Mantıksal Bellek, Dikkat veya Anlık Bellek, Görsel Bellek, Sözel Bellek” olmak üzere toplam 7 alt testten oluşan iki form halinde düzenlenmiştir. WMS; tek bir bellek bölümü olması, görsel belleğin yetersiz değerlendirilmesi, gecikmeli hatırlama ölçümlerinin olmayışı, standardizasyon 14 örnekleminin yetersiz oluşu nedeniyle eleştirilerek 1987 yılında büyük bir revizyon geçirmiştir (Anlıak, 2000; Lezak, 1995). Revize edilen ölçek Wechsler Bellek Ölçeği Geliştirilmiş Formu (Wechsler Memory Scale-Revised, WMS-R) adıyla yeniden oluşturulmuştur. WMS-R’ın Genel Bilgi ve Yönelim, Zihinsel Kontrol, Şekil Belleği, Mantıksal Bellek I ve II, Görsel Çağrışım Çiftleri I ve II, Sözel Çağrışım Çiftleri I ve II, Görsel Üretim I ve II , Sayı Uzamı, Görsel Bellek Uzamından oluşan 13 temel alt testi, üç temel indeksi bulunmaktadır. WMS-III orijinal Wechsler Memory Scale (Wechsler, 1945) ve Wechsler Memory Scale-Revised (WMS-R 1987)’nin son hali olup öncüleri gibi bireysel olarak uygulanan geç ergen ve erişkin toplulukta bellek, çalışma belleği ve öğrenmenin önemli yönlerini incelemek için tasarlanan batarya halinde klinik bir araçtır (Weschler, 1997). Belleğin değerlendirilmesine yönelik çalışmalar İkinci Dünya Savaşı sonrasında hız alarak, beyin hasarı oluşan kişilerde biliş ve bellek problemlerinin ortaya çıkmasıyla başlamıştır (Tulsky, Chelune ve ark., 2004). 

Semantik Akıcılık ve Harf Akıcılığı Testleri: Bu test dikkati sürdürme becerisini ölçmektedir.

Stroop Testi: Beynin, dikkati yönlendirme, kavramsal esneklik ve zihnin işlem hızı becerilerini ölçen testlerdir. Stroop testler, “Stroop Etki Teorisi” üzerine yapılan çalışmalarla ortaya çıkmıştır. Stroop etki teorisini kısaca açıklamak gerekirse, otomatik tepkilerin düşünme gerektiren tepkilerden daha hızlı ortaya çıktığından bahsetmektedir. Buna göre bir renk ismi farklı bir mürekkeple yazılıp, mürekkebin rengi sorulduğunda, kişinin cevap vermesi gecikir veya yanlış cevap verir. Çünkü otomatik olarak okumak, rengi tanımlamaktan daha hızlıdır. İlerleyen denemelerde kelimenin mürekkebi ve kelime aynı rengi ifade ediyor olsa bile kişi otomatik ve hızlı bir cevap veremez; çünkü otomatik tepki verme ketlenmiştir. Kişinin verdiği cevabın doğruluğu ve süresine göre “dikkati yönlendirme”, “kavramsal esneklik” ve “zihnin işlem hızı” rapor edilir. 

Wisconsin Kart Eşleme Testi: Dikkat, yönetici işlev,  önceki tepki eğilimini sürdürmede ısrar etme,  çalışma belleği, kavramsallaştırma, soyut düşünmeyi ölçer.

Öktem Sözel Bellek Süreçleri Testi: Sözel öğrenme ve belleğin çok faktörlü araştırılması için geliştirilmiş bir testtir. Dikkat, öğrenme sözel bilgiyi akılda tutma, uzun süreli belleğe aktarma gibi alanlarda olduğu kadar, kimi zaman hastalar bellek deposundaki bilgiyi çağırmada zorluk yaşar (Belleğin üç evresi: Kodlama – Depolama – *Geri çağırma). Bu noktada erken dönemde sorunun teşhisi büyük önem taşır. Testin amacı sözel bellek alanında tanıya ve ayırt edici tanıya hizmet etmektir. Ayrıca, tanı konulduktan sonra tedavinin izleme sürecine yardımcı olmaktadır.

Benton Yüz Tanıma Testi: Karmaşık görsel algı işlevini ölçtüğü düşünülür. Görsel asosiyasyon korteksinde özelleşmiş yollardan “what-ne “yolunun hasarında hassastır.

Benton Çizgi Yönünü Belirleme Testi: Görsel-mekansal algılamayı (visuospatial perception) ölçtüğü kabul edilmektedir. Görsel asosiyasyon korteksinde özelleşmiş yollardan “where-nerede” yolunun hasarında hassastır.

Boston Adlandırma Testi: Resimlendirilmiş nesneleri adlandırma becerisini değerlendirme amacıyla kullanılan ve bilinen en iyi nöropsikolojik araçtır.

WAIS İkili Benzerlikler Alt Testi: Bu alt test, “soyutta düşünme becerisi”ni ölçmektedir. Demansların ayırıcı tanısında mutlaka uygulanması gereken oldukça basit testtir.

İz Sürme Testi: “İz Sürme Testi”, görsel kavramsallaştırma ve görsel-motor izleme, psiko-motor hız, karmaşık görsel tarama, basit motor beceriler, temel sıralama yetenekleri, görsel iz sürme, zihinsel esneklik, görsel dikkat, odaklanmış dikkat, görsel algısal yetenekler ve yönetici işlevler gibi işlevleri değerlendirmek için geliştirilmiş bir testtir. 


-Sebile Ecemnaz KOKAL

40 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page