top of page
Yazı: Blog2_Post
  • Yazarın fotoÄŸrafıPsk. Sebile Ecemnaz Kokal

Atak Pişmanlığı: Bulimia Nervoza

Güncelleme tarihi: 18 May 2023



Prof. Dr. M. Orhan Öztürk ve Prof. Dr. N. Aylin Uluşahin tarafından yazılan "Ruh Sağlığı ve Bozuklukları" kitabında yer alan "Yeme Bozuklukları" bölümünde, DSM-V'de yer aldığı söylenen beslenme ve yeme bozuklukları sıralanmıştır. Kitapta yeme bozuklukları ile ilgili şu cümle geçer: "Yeme bozukluğu tanılarının arasındaki sınırlar çok kesin değildir. Farklı yeme bozuklukları aynı kişide eş zamanlı olarak ya da farklı dönemlerde ortaya çıkabilir." Bu yazımda, DSM-V'te yer alan yeme bozukluklarından biri olan "Bulimia Nervoza"dan bahsedeceğim.


Bulimia nervoza; Yunanca'da "öküz gibi acıkmak" anlamına gelmektedir. Kişinin belirli zaman periyotlarında geçirdiği ve kontrol altına alamadığı şiddetli yeme atakları sebebiyle aşırı yiyecek ve içecek tüketimini, sonrasında bunların kalorilerinin bedenini bozacağı düşüncesiyle yediklerinden kurtulmak için kendisini farklı yollarla kusturması ile tanımlanır. Temel neden, kilo alma korkusu ve sahip olunan çarpık beden algısıdır. Kusturma işlemini çoğunlukla yemeklerden hemen sonra gerçekleştirirler. Bu durum, hastalığın fark edilebilmesi için önemli bir ipucudur. Geçirdikleri yeme ataklarında, tıkanırcasına yemek yerler ve genellikle sağlıksız besinler tüketirler. Bu durum kusmaya olan isteklerini pekiştirir. Hastalığın tanısının konulabilmesi için, bu yeme ve çıkarma atakları, ortalama 3 ay içerisinde en az haftada bir gerçekleşmelidir. Kusmayı sağlamak için, müshil ve sindirim sistemini hızlandıran ilaçlar kullanırlar (telafi davranışları). Kuru bir cilt, konsantrasyon güçlüğü, iyi uyuyamamak bu bozukluğun çıktılarındandır. Oruç tutmak ve normal olarak algılanan süreden çok daha uzun süre ağır egzersiz yapmak da bu rahatsızlığa sahip olan kişilerin zayıf kalmak için başvurdukları yöntemlerdir.


Bulimia nervoza hastalığının fark edilmesi, Anoreksiya nervoza hastalığının fark edilmesinden daha zordur. Çünkü Anoreksiya nervoza hastalarının sahip oldukları anormal kilo, fark edilebilir seviyede düşük iken; bulimia nervoza hastaları ideal kilolarını korurlar. Bulimianın literatürde bilinen 2 tipi vardır: "Çıkarma olan tip (kusma)" ve "Çıkarma olmayan tip (ağır egzersiz)". Hikayelerinde cinsel istismara rastlamak olası bir durumdur. Anoreksiyadan daha geç, genellikle erken yetişkinlik dönemindeki kızlarda görülür ve adet döngüleri düzensizleşir (Anoreksiya ergenlikte görülüyordu).


Psikanalitik kuram bu hastalığın nedeninin, ödipal dönemdeki çatışmaların (oeidipus ve elektra kompleksleri) birey tarafından hatalı değerlendirilmesinden kaynaklandığını belirtir. Sidney W. Mintz; anoreksiya nervoza ve bulimia nervozayı "madalyonun iki yüzü"ne benzetir. "bastırma" ve "inkar" gibi savunma düzenekleri yetersiz kaldığında yeme krizlerinin oluştuğunu ve böylece anoreksiya nervozadan, bulimia nervozaya geçiş olduğunu belirtir. Bulimia, psikolojik yönü ile birlikte oldukça fazla bedensel soruna yol açabilmektedir. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda bulimia hastalığı olduğundan şüphelenen kişinin; hastalığından şüphelenildiği andan ve hastalık öğrenildiği andan itibaren tedavi sürecinin sonuna kadar başta ailesi olmak üzere yakınları tarafından ilgi görmeli, desteklenmeli, sağlıklı ilişkiler içerisinde olmalıdır.


Anoreksiya'nın gidişatının Bulimiya'ya evrilme olasılığının varlığından dolayı, tedavisinde ve gözlemlenmesinde oldukça dikkatli olunmalıdır. Tedaviye, Anoreksik hastalardan daha iyi cevap verirler. Tedavisinde genellikle "Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)" kullanılır. Tedavide; kişinin kendisi ile ilgili ve yemeye bakış açısını değiştirmek, bedeni ile barışmasını sağlamak ve sağlıklı kilosuna ulaşmasını sağlamak hedeflenir. Tedavi sürecinde psikologların, en az bir beslenme uzmanından destek almaları da tedavinin hasta açısından sağlıklı sonuçlanabilmesi için önemli bir adımdır.



-Sebile Ecemnaz Kokal

57 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page